4 Aralık 2017

Fotoğraflarla Eski İstanbul - Abdullah Biraderler

Abdullah Biraderler ya da "Abdullah Frères" Osmanlı'da fotoğrafçılık sanatının kurucuları olarak bilinmektedirler. Abdullah Biraderler, aslında üçü de Ermeni asıllı olan Viçen (1820–1902), Hovsep (1830–1908) ve Kevork Abdullahyan (1839–1918) kardeşlerin ticari ismidir.

1854’te Kırım harbi esnasında Alman General Moltke, yanında getirdiği kimyager Rabach’a Bayezid’de bir fotoğraf atölyesi kurdurmuştu. Üç biraderden Viçen, burada rötuş ustası olarak çalışıyordu. Sonradan din değiştirerek Müslüman olur ve Abdullah adını alır. Kardeşi Kevork ise Venedik’te sanat eğitimi görmüştür. Üç kardeş, 1858'de ülkesine dönmek isteyen Alman kimyager Rabach'ın stüdyosunu devralarak fotoğrafçılık maceralarına başlarlar. Daha sonra 1867’de bu stüdyoyu Nikola Andreomenos’a devredip Beyoğlu’nda eski Hachette Kitabevi karşısında "Abdullah Frères" adıyla meşhur dükkânlarını açtılar. Çektikleri fotoğraflar solmazlık ve dayanıklılıklarıyla tanındı.

Kardeşler fotoğrafçılık hakkında bilgilerini arttırmak için iki kere Paris'e gittiler. Abdülaziz ve II. Abdülhamit tarafından ressam-ı hazreti şehriyari (padişah hazretlerinin ressamı) unvanıyla ödüllendirilerek, önce Abdülaziz'in, sonra II. Abdülhamid'in saray fotoğrafçılığına atandılar. 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında Ruslarla ilişki kurdukları yolundaki bir haber üzerine bu görevlerinden alındılar. Ancak çok geçmeden suçlamalar geri alınarak fotoğraf dükkanlarına padişahın tuğrasını asmalarına yeniden izin verildi. Mısır valisinin çağrısı üzerine 9 yıl Kahire'de kaldılar. İstanbul'a döndüklerinde işleri bozuldu ve saray fotoğrafçılığını da kaybettikten sonra stüdyolarını sattılar.

Abdullah Biraderler 40 yıl boyunca İstanbul'daki insan tiplerini ve manzaraları içeren fotoğraflar çektiler. Çeşitli siyasal ve toplumsal olayları, tarihsel ve kültürel değerleri, önemli yapıları gösteren albümler hazırladılar. Zamanın Britanya kralı, Alman ve Avusturya-Macaristan imparatorları gibi devlet adamlarının ve birçok tanınmış kişinin fotoğraflarını çekmişlerdir.

1
Büyük Hendek Caddesi'nden çekilmiş Galata Kulesi. Yıllardır kule fotoğrafları için en güzel perspektif hala bu sokaktan. 
.
 Galata Tower photograph taken from Büyük Hendek Street. The most beautiful perspective for tower photos is still from this street for years.
Tour de Galata. Abdullah Biraderler (Abdullah Frères)


2
Yine Büyük Hendek Caddesi'nden çekilmiş Galata Kulesi. Sokakta çocuklar, kadınlar ve erkekler... Galata'da günlük hayat.
.
Galata Tower, which was taken from Büyük Hendek Street again. Children, women and men on the street... Daily life in Galata.
Tour de Galata. Abdullah Biraderler (Abdullah Frères)

28 Ağustos 2017

Mimarlık Öğrencileri İçin Bilgisayar Önerisi

Vray kullanılarak alınmış bir render.
Mimari modellemede gerçeğe yakın görüntüler elde etmek için yapılan çalışmalara render denilmektedir. Yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi gerçeğe oldukça yakın bir görüntü. Render işleri için kullanacağınız bilgisayarın özellikleri iyi olmalıdır.

Mimarlık öğrencileri için bilgisayar seçimi her zaman önemli bir konu olmuştur. Bölüme yeni başlayanlara yardımcı olmak için bu konuda bir yazı yazmaya karar verdim. Öncelikle mimarlık okurken öğrenilmesi gereken yazılımlar hakkında kısa bir bilgi vereceğim. Daha sonra da tüm bu yazılımları düzgün biçimde çalıştırabileceğimiz bir bilgisayarın hangi özelliklere sahip olması gerektiğinden bahsedeceğim. Her ne kadar mimarlık eğitiminin ilk yıllarında (genelde ilk iki yıl) elle çizim becerimizin gelişmesi için bilgisayarda çizim yapmaya izin verilmese de vakti geldiğinde tüm çizim programlarını öğrenmiş olmanız gerekiyor. Bu yüzden mimarlık eğitimine başlar başlamaz mimarlıkla ilgili programları da öğrenmeye başlamanız iyi olacaktır.

3 Ağustos 2017

Ecosia: Ağaç Diken Arama Motoru

Arama motorları hayatımızın en önemli parçalarından biri haline gelmiş durumda. İnternet ortamını devasa bir samanlık olarak düşünürsek aradığımız bilgiler de iğne kadar küçük ve bulunması zor oluyor. Bu yüzden bilgiye ulaşmak için arama motorları hayati önem taşıyor. Bu işin bir numarası olarak -hem hızlı hem de doğru sonuçlar verdiği için- uzun yıllardır Google'ı kullanıyoruz. Fakat pek çok alternatif arama motoru da mevcut. Bunlardan birini ve sanırım en çevreci olanını yeni keşfettim: Ecosia. 




"İnternette arama yaparken ağaç dik."

Ecosia, tıpkı diğerleri gibi bir arama motoru yani bir kelime giriyorsunuz ve size o kelimeyle ilgili sonuçları gösteriyor. Diğerlerinden farklı olarak Ecosia'nın en müthiş özelliği ise yapılan her arama için 1 tane ağaç dikiyor olması. Yapılan aramalar sonucu sayfada gösterilen reklamlardan elde edilen gelirin %80'i dünya çapında ağaç dikmek için kullanılıyor. "İnternette arama yaparken ağaç dik." mottosuyla hareket eden Ecosia, Microsoft'un arama motoru olan Bing'i kullanıyor. Bu çevreci arama motoruna https://www.ecosia.org adresinden ulaşabilirsiniz ya da dilerseniz benim gibi internet tarayıcınızın arama motorları kısmına ekleyerek istediğinizde otomatik olarak Ecosia'yı kullanarak arama yapabilirsiniz. Yaptığınız her aramadan sonra ekranın sağ üst köşesinde kaç ağaç dikimine katkı sağladığınızı anında görebilirsiniz.

Ecosia'nın sitesinde (https://info.ecosia.org) bir de ağaç sayacı mevcut. Kurulduğu 2009 yılından bugüne kadar toplam 11.501.692 adet ağaç dikildiğini gösteriyor. Şu anki kullanıcı potansiyeliyle 2 saniyede 1 ağaç dikimi için gereken gelir sağlanıyor. Yani siz baktığınızda sayaç çoktan ilerlemiş olacak. Ağaç dikimi ve diğer çevre koruma projeleri için bugüne kadar yaklaşık 4 milyon €'luk bağışta bulunmuşlar. 5.5 milyon aktif kullanıcıya sahip olan platform her geçen gün büyüyor. Ben de bu platformu geç de olsa keşfettiğim için mutluyum. İnternet reklamlarının bu tür çevreci projelere destek sağlamak için kullanılabiliyor olması gerçekten çok iyi. Normalde internet tarayıcımda reklamları engellemek için Adblock Plus kullanıyorum. Fakat Adblock'u ecosia.org üzerinde devre dışı bıraktım. Böylece her arama yaptığımda reklam geliri elde etmelerine katkı sağlamış oluyorum.

18 Haziran 2017

Fotoğraflarla Eski İstanbul - Ara Güler

Dünyada "İstanbul'un Gözü" ya da "İstanbul Fotoğrafçısı" olarak tanınan Ara Güler (1928), Türkiye'nin dünya çapında şöhrete sahip en iyi fotoğrafçılarından biri olarak kabul edilmektedir. Ara Güler'in İstanbul imgeleri, onun kente ve kent sakinlerine olan derin sevgisini göstermektedir. Şehrin canlılığını, insanların yaşayışını, gecesiyle-gündüzüyle bazen şehir merkezindeki kalabalık caddelerde bazen de tarihi dokusuyla büyüleyici ara sokaklarda fotoğraflamıştır. Dahası İstanbul Boğazı ve Haliç fotoğraflarıyla kentin denizle nasıl bütünleştiğini gözler önüne sermiştir. Kentin vazgeçilmez parçası olan boğaz ve haliç onun fotoğraflarında hep ana unsurlardan olmuştur. Günümüzde çoktan unutulmaya yüz tutmuş eski İstanbul'daki yaşamı gösteren bu siyah beyaz fotoğraflar şehirdeki değişimin en bariz göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Yüzlerce yıldır İstanbul siluetinin bir parçası olan arka plandaki tarihi yapılar ise şehrin hala değişmeden kalan nadir yüzünü hatırlatıyor.

1
Akşam vapuru iskeleye yanaşırken bekleyen insanlar.


2
Eminönü kıyısında bir balıkçı. Arkada eski haliyle Galata Kulesi silueti görünüyor. Sağda da eski Galata Köprüsü.


3
Karaköy, Perşembe Pazarı civarından çekilmiş bir fotoğraf. Galata Köprüsü'nün ucundaki Yeni Cami silueti arkaplanda. Daha da arkadaki cami ise Nuruosmaniye olabilir.

1 Şubat 2017

incehesap.com güvenilir mi?

Uzun zamandır masaüstü bilgisayar toplamak için parça ve fiyat araştırması yapıyordum. İnternetten en ucuz fiyatı veren siteleri incelerken incehesap.com'un diğerlerine göre daha ucuz olduğunu farkettim. Sitede satılan pek çok elektronik ürün var. Fakat ben sadece bilgisayar parçalarını kıyasladığımda diğer sitelere göre fiyatların genel olarak 50-100 lira arası daha ucuz olduğunu gördüm. Bilgisayar toplarken yaklaşık 10 parça aldığımız için parça başına 50-100 liralık fark toplamda en az 500 lira fark yaratıyor ki bu da oldukça yüksek bir maliyet. Nerdeyse her ürüne piyasanın altında fiyatlar veren sitenin ne kadar güvenilir olduğunu bilmiyordum. Daha önce hiç alışveriş yapmadığım için temkinli davranıp internetten siteyi araştırmaya başladım. Sözlüklerden ve forumlardan okuduğum onlarca olumlu-olumsuz yorumdan sonra incehesap'tan alışveriş yapmaya karar verdim. Çok kötü olduğunu söyleyen de vardı, çok iyi olduğunu söyleyen de vardı. Ben de deneyip görmeye karar verdim... 


Sipariş listesi

Toplayacağım bilgisayarın işlemci, anakart, ram, ekran kartı, ssd ve harddisk parçalarından oluşan 3400 liralık siparişi incehesap.com'dan verdim. (İstediğim diğer parçaları İncehesap'da bulamadığım için onları Vatan Bilgisayar'dan sipariş ettim.) Öncelikle siparişi verirken şunu farkettim ki bazı kredi kartlarına taksit uygulandığında peşin fiyatın üzerine komisyon ekleniyordu. Yani 6 taksit yapmak istediğinizde peşin fiyatın üzerine yaklaşık 50 liralık bir komisyon ücreti biniyordu. Buna rağmen hala diğer sitelerden daha ucuza geldiği için alışverişe devam ettim. Siparişi erken saatlerde verdiğim için gün bitmeden ürünleri hazırlayıp kargoya verdiler. Kargo konusunda çok hızlılar diyebilirim. Ben de İstanbul'da oturduğum için kargo ertesi gün  elime ulaştı. Ürünler baloncuklu kağıda sarılmış büyük bir kutunun içine düzgünce yerleştirilmiş olarak elime ulaştı. Elektronik ürünler hassas olduğu için kargo esnasında zarar görmesini engellemek adına önlem almak son derece önemli diye düşünüyorum. Bu yüzden ilk izlenimim gayet olumluydu.

18 Ocak 2017

Fotoğraflarla Eski İstanbul - Guillaume Berggren

İsveçli fotoğrafçı Guillaume Berggren, 1835 yılında Stokholm'de doğup 1920'de İstanbul'da öldü. Ondan geriye 1870-1910 yılları arasında çektiği birbirinden güzel yüzlerce İstanbul fotoğrafı kaldı.

Seyahat ettiği gemi İstanbul'da bir gün süreyle demir attığında şehri gezme fırsatı bulan Berggren, İstanbul'dan o kadar etkilenmiştir ki dünya seyahatini yarıda bırakarak İstanbul'a yerleşmeye karar verir. 1870'li yılların başında Pera'da bir stüdyo açan Berggren, İstanbul'un eşsiz görüntülerini usta tekniği ve kompozisyon anlayışı ile belgeledi. Osmanlı'da fotoğrafçılığın yeni yeni gelişmeye başladığı bu dönemde, kentte Abdullah Biraderler, Kargopoulo, Andreomenos gibi ünlü fotoğrafçılar vardı. Berggren de Boğaziçi'nin, kıyıların, sokakların, çeşitli sınıflardan insanların, manzaraların fotoğrafçısı oldu. Bağdat demiryolunun yapımı sırasında, Goltz Paşa ile birlikte Anadolu'ya yaptığı gezilerde, demiryolu üzerindeki pek çok kentin fotoğraflarını da çekti. Harabeler, anıtsal İslam yapıları ile bu kentlerden hazırladığı fotoğraf albümleri, turistler tarafından büyük ilgi gördü.

Guillaume Berggren 85 yaşında öldüğünde tüm fotoğraf gereçleri, elde kalan birkaç İstanbul negatifi ve aldığı madalyalarla birlikte İstanbul Feriköy'deki Protestan mezarlığında bulunan İsveçlilere ait bölüme defnedildi...

O günlerden kalan fotoğrafların sağ alt köşesinde Berggren'in imzası mevcut. Sol alt köşesinde ise fotoğrafın nerede çekildiği yazıyor. Fakat bazı fotoğrafların çekildiği yer semt olarak dahi belirtilmemiş; "İstanbul'da bir sokak" şeklinde not edilmiş. Ben de kendimce bazı fotoğrafların nerden çekildiğine dair yorumlarda bulundum.

Bugünkü halinden çok çok farklı olan eski İstanbul'a doğru bir yolculuğa hazır mısınız...



1
Bebek'ten Boğaz manzarası
Vue de Bebek  (Bosphore). G. Berggren



2
Boğaz'da Kız Kulesi görünüyor. Fotoğraf sanırım Galata civarından ya da kuleden çekilmiş.
Vue de SKuttari et la Tour de Léandre. G. Berggren



3
Beykoz manzarası (Üst Boğaz)
Vue de Beicos (Haut Bosphore). G. Berggren


Dolmabahçe Sarayı merdivenleri
Escaliers de Dolma-Bagtche. G. Berggren
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...