15 Ocak 2016

rüyada diri diri mezara gömülmek.


Aslında hemen hemen her gece rüya görüyorum. Fakat hepsi anlatılacak kadar ilginç olmuyor. Dün gece gördüğüm ve birazdan anlatacağım rüya gerçekten değişik deneyimler içeriyordu:

Rüyanın başında bir odanın içinde ellerim bağlı bir şekilde yerde oturuyorum. Dayak yemiş gibiyim, vücudumun değişik yerlerinde ağrılar hissediyorum. Üzerimdeki giysiler de oldukça pis ve gerçekten kendimi sefil bir evsiz gibi hissediyorum. Aynı zamanda terli olduğumu hissediyorum; giysilerim terden vücuduma yapışmış gibiler. Odanın dışından bilmediğim bir dilde kızgın insanların konuşmalarını duyuyorum. Benim hakkımda konuştuklarından eminim. Adım geçmiyor ama benden bahsettiklerini hissediyorum. Bir süre sonra nedense odanın dışındaki adamların Meksikalı olduklarını düşünüyorum. Konuşmalar yerini ayak seslerine bırakıyor ve odanın kapısından üç iri yarı adam içeri girip beni dışarı sürüklüyorlar. Kurtulmak için çırpınıyorum fakat sonuçsuz kalıyor. Beni öldürmeye götürdüklerini anlıyorum o an. Uzun bir koridorda uzun süre sürüklendikten sonra açık havaya çıkartıyorlar beni. 

 Hava karanlık fakat bulunduğumuz bahçe aydınlatılmış. Ahşap bir tabut ve mezar çukurumu görüyorum. Adamların mafya olduğunu düşündüğüm için tabut ve mezarla uğraşmalarına anlam veremiyorum. Adamın biri ayaklarımdan diğeri de omzumdan kaldırıp beni tabuta koyduklarında olayın boyutunu kavrıyorum ve küfürler savurmaya başlıyorum. Adamlar kahkahalar atarak tabutu kapatıyor ve mezara yerleştiriyorlar.

Anlayamadığım bir biçimde tabutun içi zifiri karanlık değil, loş bir aydınlık var. Üzerime atılan toprak sesini dinliyorum ve durmadan debeleniyorum ama faydasız. O andan itibaren rüyada olduğumun farkına varıyorum fakat uyanmak istemiyorum. Debelenmeyi bırakıp nefesimi kontrol ediyorum. Uyanıp uyanmamak arasında karar vermeye çalışırken kafama bir şey takılıyor, bir şeyleri hatırlamaya çalışıyorum. Sanki dilimin ucunda olup da bir türlü söylemediğim bir kelime gibi kafama takılan şeyi arıyorum. Bir süre sonra buluyorum ve bulduğum şey aslında Kill Bill filmindeki tabut sahnesinin içinde olduğum.O sahneyi hatırlıyorum ve tabuttan aynı şekilde çıkacağımı anlıyorum. Önce ellerimi çözüyorum sonra tüm kuvvetimle tabutu yumruklamaya başlıyorum. Bir süre sonra ahşap parçalanıyor ve içeri yavaştan toprak girmeye başlıyor. İşte o anda dışarı çıkana kadar nefesimi tutmam gerektiği gerçeği kafama dank ediyor. Derin bir nefes alıyorum çaresizce. Her yere toprak doldukça içimi korku kaplıyor. Bir yandan da yukarı çıkmaya çalışıyorum. Bütün vücudum toprağın içindeyken çok yavaş hareket edebiliyorum. Burnumda ve kulaklarımın içinde toprağı hissetmek gerçekten ürkütücü olmaya başlıyor. Bir süre böyle debelenerek ve bacaklarımdan güç alarak kendimi yukarı itmeye çalışıyorum. Nefesimin sonuna geldiğimde ağzımı açmak zorunda kalıyorum ve tekrar nefes almaya çalışıyorum. Fakat ağzıma, boğazıma toprak girmeye başlayınca tekrar ağzımı kapatıyorum. Birazdan tekrar ağzımı açmak zorunda kaldığımda boğularak öleceğimi anlıyorum. İçimi bir sakinlik kaplıyor. Ağzımı tekrar açtığımda boğazıma kadar toprakla doluyorum, bir elimi ağzımın önüne koyup diğeriyle içindeki toprağı çıkarmaya çalışıyorum. İşte tam bu sırada aslında bir süredir nefes almadığımı farkediyorum. Tekrar rüyada olduğum gerçeğini kavrıyorum. Nefes almama gerek olmadığını hissediyorum. Bu aydınlanmayla birlikte moralim düzeliyor ve yukarı doğru debelenerek çıkmaya devam ediyorum, bir yandan da ağzımdaki toprakları tükürüyorum ve ağzımı kapalı tutarak toprağın içinden çıkmaya çalışıyorum. Sonunda çıkmayı başarıyorum. Toprağın altındayken nefes almamış olmama rağmen dışarı çıkınca doya doya nefes alıyorum. Etrafa baktığımda gömüldüğüm yerin 3-4 metre uzağından çıktığımı anlıyorum. Toprak altındayken yukarı doğru değil de ileri doğru gitmiş olduğumu farkedip kendimle dalga geçiyorum.Mezarıma doğru yürüyorum ve mezarımın üzerine mezar taşı bile koyulduğunu farkedince şaşırıyorum. Üstünde adım soyadım, doğum ve ölüm tarihim var. Türkçe yazılar var. Çevreme bakıyorum ve normal bir mezarlıkta olduğumu anlıyorum. Meksikalı adamların beni gömdüğü o ıssız bahçede değildim. Bir sürü mezarın olduğun büyük bir mezarlıktı burası... Bu noktada düşünceli bir şekilde rüyadan uyandım. Bütün bunların ne anlama geldiğini düşündüm.

2 yorum:

  1. Önceki hayatınızda meksikalı olabilirsiniz. Sonrada türkiyede doğuyorsunuz işte. :D

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...