3 Haziran 2016

Go Oyunu

Go oyunu tahtası goban ve taşlar

 Yeni başlayanlar için ilk 100 maçı kaybetmenin normal karşılandığı oyundur Go. Oyunu öğrenmek değil de anlamak gerekir ilerlemek için ve sabır gerekir. Go oyununda biraz matematik biraz sanat biraz da duygu vardır. İnsanın karakteri tüm gerçekçiliğiyle tahtaya yansıdığı için çoğu zaman "vahşi" içgüdülerimizi kontrol altına alıp oynamamız gereken bir oyundur. Bir kişiyi hiç konuşmadan tanımak için onunla go oynamanız yeterli olacaktır. Satrançta herhangi bir taşın nereye oynanabileceği oyunun başından itibaren bellidir, oysa Go'da tahta üzerinde oynanacak çok az yer kalana kadar oyuna dahil olan her taşın koyulabileceği yerlerin olasılıkları sınırsızdır gibidir. Özellikle oyunun başında sahip olduğunuz özgürlük, ki buna örnek olarak bir bireyin dünya üzerindeki varlığı sebebiyle sahip olduğu özgürlük verilebilir, oyunun-hayatın ilerleyen bölümlerindeki durumunuzu belirleyecektir. Yaptığınız her hamle peşinizden gelir, yollarınız sürekli olarak daha önceden sizin veya rakibinizin tahtaya koyduğu taşlarla kesişir... 

Go Oyunu ve Satranç

Go oyunu çoğu zaman satrançla kıyaslanmaktadır. Aslında go ve satranç hem oynanış biçimi hem de felsefesi bakımından birbirine oldukça zıttır. Her iki oyun da kare gridli oyun alanı üzerinde oynanmaktadır. Satrançta taşlar tahta üzerindeyken oyuna başlanır. Her taşın yeri bellidir, hareket yönleri ve özellikleri bellidir. Taşlar arasında hiyerarşi vardır. Örneğin piyon, kale veya vezirin hareket kabiliyetleri farklıdır ve sınırlanmıştır. Satranç oyununda tek bir amaç vardır: rakibinizi yenmek. Tüm bu özellikleriyle satranç aslında icat edildiği çağdaki toplumunf ayrımını temsil eden, güçlü ile güçsüz, yöneten ile yönetilen arasındaki farkı ortaya çıkaran ve en önemlisi kazanmaya dayalı bir strateji oyunudur. Go oyununda ise asıl amaç kazanmak değil alan paylaşmaktır. Oyun başladığında tahta boştur ve rakipler sırayla tahta üzerine taş yerleştirmeye başlarlar. Tahta üzerindeki taşların oluşurduğu nefes noktaları sizin yaşam alanınızı temsil eder. Tahta üzerinde hamle yapacak nokta kalmadığında oyun tamamlanmış olur. Her iki taraf kazandığı nefes noktalarını topladığında fazla alana sahip olan oyunu kazanmış sayılır. Go bir paylaşım oyunudur. Hem yaşam savaşı verirsiniz hem de rakibinizle paylaşmayı öğrenirsiniz. Açgözlülüğe yer yoktur. Go oyununda denge vardır. Tüm oyun alanına sahip olamazsınız. Kuracağınız strateji aslında kayıplarınızın ve kazançlarınızın hesabından ibarettir. Siz bir bölgede alan elde ederseniz rakibiniz de başka bir bölgede alan elde eder. Kısacası oyunda her iki taraf da alan elde eder. Go oyununda kazanmak amaç değil sonuçtur. Satrancın aksine Go oyununda taşlar hareket ettirilemez. Tahtaya koyduğunuz her taş / her hamle asla geri alınamayacak biçimde oyun sonuna kadar sizi etkileyecektir. Tıpkı gerçek hayattaki eylemlerimizin geri alınamayacak ve değiştirilemeyecek olması gibi. Aslında go'nun felsefesi işte tam bu noktada beliriyor denebilir. Go, insan doğasına yakınlığıyla hayattaki yolumuzu temsil eder. Oyun esnasında şimdiyi ve geçmişi yaşarsınız, geleceği tasarlarsınız ve tüm bu süreçlerin dengesine çoğu zaman kendi iç sesinizle şahit olursunuz.

Satrançtan farklı olarak Go oyununda taşlar arasında hiyerarşi yoktur. Her taş eşittir. Eşit değerdeki taşların birbirleriyle ve rakipleriyle kurdukları ilişkiler önemlidir. Oyun boyunca kurulan bu ilişkiler bağlamında taşların farklı özellikleri ortaya çıkmaktadır. Taşlar arasındaki hiyerarşi üzerinden değerlendirdiğimizde satrancın monarşik yapısına karşılık go oyununun sosyalist ve sınıf ayrımının olmadığı bir yapıya benzediğini söyleyebiliriz. Aslında tüm bireylerin varoluşları itibariyle eşit olduklarını varsayan ve hem doğayla hem de birbirleriyle denge halinde oldukları bir durumun temsilidir go oyunu. 

Go Oyunu ve Yapay Zeka

Go oyunu 90'lı yıllardan beri yapay zekanın araştırma konularından biri olmuştur. Yapay zekanın 1997 yılında satrançta insanı yenerek kazandığı başarının ardından go öğrenebilen ve insanı yenebilecek bir yapay zeka geliştirme çabaları yıllardır sürmekteydi. Bir go oyunundaki toplam olasılıklar 10700 gibi  hesaplanması oldukça büyük değerlerdir ki bu değer evrendeki gözlenebilir atom sayısından bile fazladır. Fakat go'da insanların bilgisayarlar tarafından yenilememesi sadece matematiksel sebeplerden dolayı olmamıştır. Go'nun insana özgü duyular, içgüdüler ve kararlardan oluşan sistemi de yapay zekanın önündeki en büyük engellerden biri olarak duruyordu. Bilgisayar ve insan arasındaki go karşılaşmalarında insanların üstünlüğü 2015 yılına kadar sürmüştür. Google tarafından geliştirilen yapay sinir ağı algoritmalarını kullanan AlphaGo önce 2015 yılında avrupa go şampiyonunu ardından da 2016'da dünya go şampiyonunu yenerek yakın zamanda önemli gelişmelere imza attı. 


İçinde Go Olan Filmler

1) A Beautiful Mind (2001)
Akıl Oyunları filminde John Nash go oynarken


2) Pi (1998)


Go'nun felsefesini anlatan en iyi filmlerden biri Darren Aronofsky'nin 1998 yapımını Pi filmidir. Go oyunu ile ilgili Pi filminden bir alıntı:
Pi filminden go sahnesi
 "The Ancient Japanese considered the Go board to be a microcosm of the universe. Although when it is empty it appears to be simple and ordered, in fact, the possibilities of game play are endless. They say that no two Go games have ever been alike. Just like snowflakes. So, the Go board actually represents an extremely complex and chaotic universe. That is the truth of our world. It can't be easily summed up with math. There is no simple pattern.

But as a Go game progresses, the possibilities become smaller and smaller. The board does take on order. Soon, all moves are predictable.So, maybe, even though we're not sophisticated enough to be aware of it, there is an underlying order...a pattern, beneath every Go game..."

3) Tron: Legacy (2010)
Tron: Legacy filmindeki go tahtası

4) The International (2009)

5) Heaven Knows, Mr. Allison (1957)

6) Restless (1998) 

7) Crouching Tiger, Hidden Dragon (2003) 

8) Just Like Heaven (2005)

9) Dangerous Moves (1984) 

10) Tokyo Rififi (1963)
Tokya Rififi (1963)


Oyunun meraklıları için bir de "Hikaru No Go" isminde bir de manga mevcut. 2001 - 2003 yılları arasında 75 bölüm olarak yayınlanan manga serisi, go oyunuyla ilgili bugüne kadar yapılmış en kapsamlı yapımlardan biri.



Kaynak: Avrupa Go Federasyonu

2 yorum:

  1. Oyunu çok güzel örneklerle anlatmışsınız. Pi filmi de ilgimi çekti, teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkürler. izlemediyseniz tavsiye ederim filmi.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...